Giant TCR’ın tam tarihi

TCR, “Kompakt Yol Geometrisi” ile modern yol bisikleti için yeni bir çığır açmıştı. Ve Giant TCR aradan geçen yirmi beş yıl boyunca hala en ileri seviyede!

Giant TCR, son 25 yıla o kadar başarılı bir yol bisikleti oldu ki tasarımın ilk kopyası piyasaya sürüldüğünde ne kadar radikal olduğu ve o zamandan beri yol bisikleti üretiminde ne kadar büyük etkisi olduğu unutuldu . Şimdi kendi bisikletinize bir bakın eğer alın borusundan sele dikmesine doğru eğimli bir üst boruya sahipse işte tasarımın orijinali TCR onun atasıdır.

Giant’ın “kompakt yol geometrisi” konsepti, performans ve üretimde öyle avantajlar yarattı ki bugün bir yol bisikleti yapmanın standart yolu haline geldi. Bu inovasyonun önemi göz önüne alındığında konseptin arkasındaki hikayeyi bilmek önemlidir öyle ki bu hikaye çılgın bir İngiliz mühendis, hurda bir dağ bisikleti kadrosu, UCI’dan bir dizi yeni kurallar ve küresel bisiklet ticaretinde köklü değişiklikler içerir.

Radikal Kökler

TCR’ın mucidi İngiliz mühendis Mike Burrows’un kariyeri onu farkında olmaksızın bisiklet tasarımında yenilikçi olmaya hazırlıyordu. Okul yıllarında dahi sürekli yeni bir şeyler yapmakla ilgileniyordu. Kariyerinin ilk yıllarında ise aerodinamiği, yarış otomobillerini, ve kendi tasarımı olan model uçakları uçurmayı öğrendi. Bir gün arabası bozulduğunda bir süreliğine eşinin bisikletini kullanmak zorunda kaldı ve böylece bisiklete binmeye başladı.

Her zaman onları daha hızlı hale getirmeye çalışarak, kadro setleri ve bileşenleri üzerinde çalışmaya başladı. Ancak çalışmaları dar bir çerçevede kalmıştı ve ana akımı oluşturmaktan çok uzaktı. Ta ki bir arkadaşının babası onun için temin ettiği karbon fiber kompozitten monokok bir kadroseti geliştirene kadar.

Başka bir arkadaşı sayesinde araba üreticisi Lotus onunla çalışmaya başladı. Marka, Burrows’un çalışmalarını finanse etti ve UCI’ın bu çalışmaları yasal geçerlilik kazandırması için siyasi baskılar yaptı. Sonuç Chris Boardman’ın 1992 olimpiyatlarında bireysel kategoride zafere ulaştığı Lotus 108 bisikletiydi. Burrows bir anda tüm dikkatleri üzerine çekmişti.

Giant’ın global yol bisikleti kategori müdürü Nixon Huang, “Mike’la 1994’te çalışmaya başladık. Bizim için yaptığı ilk bisiklet MCR yani “monokok kompakt yol” bisikletiydi.” Görünüşü göre akıbeti Lotus 108’den çok farklı değildi ve kısa süre sonra UCI’ın 1996’daki bisiklet tasarımını kısıtlayan Lugano tüzüğüne takıldı.

Huang, “Konsept yine aynı kavramlar üzerineydi.” diyor. MCR daha az kadro boyu, ayarlanabilir gidon boğazı ve uzun sele borusu üzerine geliştirilmişti. Mike her zaman yol kadrolarının çok fazla boyutta üretildiğinden şikayet ederdi.

MCR buna bir çözümdü ancak yasaklandığında Mike, tasarımı daha geleneksel olan, farklı bileşenlerin ince ayarlara imkan tanıdığı ve yalnızca üç boyutta üretilen dağ bisikletlerinden ilham aldı.

Tasarımın performans özellikleri etkileyiciydi ve profesyonel seviyede kabul görmesi satışı için kritik öneme sahipti. Ancak UCI, TCR’ı ilk başta hemen yasakladı çünkü yol bisikleti tasarımındaki kapsamlı değişiklikleri kabul etme konusunda her zaman temkinlilerdi.

Huang, “Yine de Giant, UCI’yi TCR’on faydaları konusunda ikna edebildi.” diyor. “Daha uygun maliyetli bir üretim yöntemiydi ve bisiklet sürmeyi daha erişebilir hale getirmişti. Mesela bir TCR kadrosu genç yarışçıları daha uzun süre aynı bisiklete sığdırabiliyordu. Yararları inkar edilemezdi ve bu nedenle yasağa karşı güçlü şekilde itiraz edebildik.”

Giant, Burrows’un TCR tasarımını tam da markanın karmaşık karbon üretim sürecini tamamladığı dönemde geliştirme şansına sahip olmuştu.

Huang, “Karbon elyaf ve reçine araştırmaları, CAE (bilgisayar destekli mühendislik), analizi, laminasyon ve şekillendirme teknolojisi dahil olmak üzere karbon teknolojilerimizin temelini sıfırdan oluşturuyorduk" diyor. "1997'de ful karbon bir dağ bisikleti kadro seti olan MCM'yi ürettik, ancak TCR için gerekli ağırlık ve güç standartlarını karşılamak için önce monokok ön üçgeni geliştirmek gerekiyordu ve bunun için beş yıl daha harcadık."

O zamandan beri, güncellemeler daha kademeli hale geldi, ancak yine de TCR’ın ana tasarımı hep korundu. Ağırlığı azaltmak ve konforu artırmak için 2004 yılında entegre sele borusu sisteme dahil edilirken, pedal çevirme sertliğini iyileştirmek için 2008 güncellemesinde 86mm press-fit orta göbek yer aldı.

2012 TCR, yol tutuş hassasiyetini artırmak amacıyla Giant'ın OverDrive 2 büyük boyutlu konik şaft borusuna geçildi. 2015'te kadro seti ve bileşenleri tek bir sistem olarak ele alındı, böylece TCR sadece kadro seti olarak değil bir bisiklet olarak daha iyi performans gösterdi ve Giant, uzman markalara rakip olmaya çalışan kendi bileşenleri üzerinde çok çalıştı. Aynı zamanda 2016 yılında disk frenli ilk yarış bisikletlerinden biriydi. Şimdiys dokuzuncu neslini yaşıyor.

Huang, "En yeni TCR’ın yapısı, karbon malzemenin lazerle kesilmesi ve yerleştirme sürecinin belirli bölümlerinin robotik otomasyonu gibi süreçleri içeriyor" diyor. ‘Bu, hassasiyeti artırır ve gereksiz malzemeyi azaltır. Sonuç olarak sertliği korurken ağırlığı azaltır ve aerodinamik verimliliğe yardımcı olacak tasarım ipuçlarını birleştirir.'

Pek çok konuda, Giant'ın TCR'ı, bisiklet tasarımında ileriye doğru bir adım olarak görülmeye devam eden yeni özellikleri bir araya getiren ilk model oldu. Orijinal TCR oyunu değiştirmişti ve halefi her biri onun önünde kalmanın bir yolunu buldu.

TCR tarihine genel bakış

1997

İlk TCR piyasaya çıkıyor. S, M ve L olmak üzere üç kadro boyunda üretiliyor. Açısı ayarlanabilir üç farklı uzunlukta gidon boğazı seçeneklerine sahip.

1998

İspanyol takım Team Once, TCR’u Fransa Turu’nda ilk kez kullanıyor. Giant bu bisikletin aynısını Campagnolo Record setli olarak satışa sunuyor.

2000

Giant, TCR’ın kokpitinde daha çağdaş tasarıma sahip 1 inçlik dişsiz furş takımını kullanmaya başlıyor.

2002

Full karbon TCR, Fransa Turu’nda ilk kez koşuyor. Once-Eroski takım klasmanını kazanırken, Joseba Beloki Lance Armstrong’un arkasından genel klasmanda ikinci oluyor.

2004

Üçüncü nesil TCR, entegre sele borusuna sahip. Fransa Turu’nda T-Mobile takımı ile yarışıyor. Takım kendi klasmanında üç yıl üst üste Fransa Turu’nu kazanıyor.

2005

Entegre sele borusuna sahip TCR ilk kez satışa sunuluyor ve şimdiye kadar ilk kez beş farklı kadro boyuna sahip sunuluyor. (S, M, ML, L ve XL)

2008

Beşinci nesil TCR Advanced SL press-fit orta göbek dahil birçok yeni özelliklere kavuşuyor. Mark Cavendish Fransa Turu’nda TCR’ıyla dört etap galibiyetine imza atıyor.

2009

Rabobank takımından Denis Menchov, TCR Advanced SL bisikleti ile İtalya Turu’nu kazanıyor.

2012

Altıcı nesil TCR, Rabobank ile ilk Fransa Turu’nu koşuyor. Yol tutuşunu arttıran konik OverDrive şaft borusuna geçiliyor.

2015

Yedinci nesil TCR, Fransa Turu’na Giant-Alpecin takımı ile çıkıyor ve Simon Geschke 17. etabı kazanıyor.

2016

Sekizinci nesil TCR' disk frene geçilen ilk jenerasyon oluyor.

2017

Team Sunweb’ten Tom Dumoulin İtalya Turu’nu TCR bisikleti ile kazanıyor, Sunweb takım klasmanı ve puan klasmanında Fransa Turu’nu kazanıyor.

2019

Dokuzuncu neslin ilk prototipi CCC takımı ile pro-pelotonda test ediliyor. Bu yarışlara 2019 Dünya Yol Yarış Şampiyonası da dahildir.

2020

Dokuncu nesil TCR Advanced SL tanıtılıyor. Lazer kesim ve karbon katmanlarının robotik yerleştirimi, aerodinamike eklentilere rağmen hafiflik/sertlik oranını iyileştiriyor.

Bu makale İngiliz Cyclist UK dergisinde yayınlanmıştır. Sam Challis tarafından kaleme alınmıştır. Kaynak: www.cyclist.co.uk